Gülüşün ve Unutuşun Kitabı / Milan Kundera

Gülüşün ve Unutuşun KitabıGülüşün ve Unutuşun Kitabı

Gülüşün ve Unutuşun Kitabı’ndan…

Bir zamanlar Marketa kaynanasını sevmezdi. O sıralar, (Kayınpederinin sağlığında) Karel’le birlikte kaynanasının yanında oturuyorlardı ve her gün kadının alınganlığı ve hırçınlığıyla didişmek zorunda kalıyordu. Kan koca buna daha çok dayanamadılar ve taşındılar. O günden sonra, anneden olabildiğince uzakta durmak ilkesini kabul ettiler. Ülkenin öbür ucunda başka bir kente yerleştiler ve böylece Karel’in yakınlarını ancak yılda bir kez görebilir oldular.

Derken, günün birinde Karel’in babası öldü ve anne yalnız kaldı. Onu babanın cenaze töreninde gördüklerinde, öyle zavallı ve düşkün bir haldeydi ki, sanki eskisine göre ufalmış gibi geldi ikisine de. Her ikisinin de dillerinin ucuna kadar geldi: Anne, artık yalnız kalamazsın, gel bizim yanımızda otur, demek.

Bu tümce kafalarında yankılanıp durdu ama söylemediler. Kaldı ki, cenaze töreninin ertesi günü yaptıkları üzüntülü bir gezinti sırasında, anne, zavallı ve düşkün haline karşın, beklenmedik bir şiddetle, onları, başından beri kendisine haksızlık etmiş olmak ve bunu kabul etmemekle suçladı.

Trene bindikten sonra, Karel, Marketa’ya, “Hiçbir şey onu değiştiremez,” dedi. “Üzülesi bir şey ama, benim için aynı ilke her zaman geçerli: anneden uzak kalmak gerek.”

O zamandan sonra yıllar geçti ve anne gerçekten de hep aynı kaldı. Ne var ki bu arada herhalde Marketa’da bir değişiklik olmuştu, çünkü birden, annenin kendilerine yaptıklarının, aslında hiç de önemsenecek şeyler olmadığı izlenimine kapıldı. Onun bağırıp çağırmalarına fazla önem vererek asıl büyük yanlışlığı kendisi yapmıştı. Onu, bir çocuğun bir yetişkine bakışı açısından değerlendirmişti, oysa şimdi roller değişmişti. Şimdi yetişkin olan Marketa’ydı ve bu büyük uzaklıkta, anne ona küçük ve savunmasız bir çocuk gibi görünüyordu. Artık anneye karşı sabırlı ve anlayışlı davranmaya karar verdi, hatta düzenli biçimde mektuplar yazmaya başladı. Yaşlı kadın bu duruma çabucak alıştı, o da özenerek yanıtlamaya başladı Marketa’nın mektuplarını, öyle ki, bu mektupların yalnızlığını dayanılır kılan tek şey olduğunu belirterek daha sık yazmasını ister oldu.

Bir süredir, Karel’in babasının

LİNK

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir