Bilmemek
Bilmemek’ten…
Skacel üç yüz yıl boyunca hüzün evine kapandığında, bunun nedeni, onun ülkesinin sonsuza kadar Doğu İmparatorluğu tarafından yutulacağını düşünmesiydi. Yanılmıştı. Gelecek konusunda, herkes yanılır. İnsan ancak şimdiki andan emin olabilir. Ama gerçekten doğru mu? İnsan şimdiki zamanı gerçekten tanıyabilir mi? Onu yargılayacak yeteneği var inidir? Elbette ki hayır. Çünkü, geleceği bilemeyen biri, şimdiki zamanın anlamına nasıl varacaktır? Şimdiki zamanın bizi hangi geleceğe götürdüğünü bilmezsek, şimdiki zamanın iyi ya da kötü olduğunu, onu benimsememizi, kuşku duymamızı ya da nefretimizi hak edip etmediğini nasıl söyleyebiliriz?
1921’de, Arnold Schönberg, kendisinin sayesinde, Alman müziğinin gelecek yüzyıllarda dünyaya hâkim olarak kalacağını ileri sürer. On beş yıl sonra Almanya’dan bir daha dönmemek üzere ayrılmak zorunda kalır. Savaştan sonra Amerika’da onurlarla yüceltilmişken, şan ve şöhretin eserlerini asla terk etmeyeceğinden hâlâ emindir. Fazlasıyla çağdaşlarını düşündüğü ve geleceğin yargısını göz ardı ettiği için Igor Stravinski’ye suçlamalarda bulunur. Gelecek kuşaklan en emin müttefiki olarak görür. Thomas Mann’a yazdığı kırıcı bir mektupta, sonunda ikisinden hangisinin, Mann’ın mı, kendisinin mi, daha büyük olduğunun açıkça belli olacağı ‘iki ya da üç yüz yıl sonrası’nı tanık gösterir! Schönberg 1951’de öldü. Sonraki iki on yılda eserleri yüzyılın en büyük eserleri olarak selamlanır, kendilerini onun öğrencisi ilan eden en parlak genç besteciler tarafından saygıyla anılır, ama daha sonra, konser salonlarından da, belleklerden de uzaklaşır. Yüzyılın sonunda şimdi onu kim çalar? Kim onu dayanak alır? Hayır, kendini beğenmişliğiyle aptalca alay etmek ve onun kendine fazla değer verdiğini söylemek istemiyorum. Bin kere hayır! Schönberg kendine fnzln değer vermiyordu. O geleceğe fazla değer veriyordu.
Bir düşünce hatası mı yapmıştı? Hayır. Doğru düşünüyordu, ama fazla yükseklerde yaşıyordu. En büyük Almanlarla tartışıyordu, Bach’la, Goethe’yle, Brahms’la, ama ruhun yüksek alanlarında yürütülen tartışmalar, ne kadar zekice olsa da, nedensizce ve mantıksızca, aşağılarda olup bitene karşı her zaman miyop bakarlar: iki büyük ordu kutsal amaçlar uğruna ölümüne savaşmaktadır: ama ikisini de yere…