İzmirli Dimitrios’a Bir Tabut / Eric Ambler

İzmirli Dimitrios'a Bir Tabutİzmirli Dimitrios’a Bir Tabut

İzmirli Dimitrios’a Bir Tabut’tan…

Dar alnı, inceuzun burnu, keskin dudakları ile yırtıcı bir kuşa benziyordu yeni gelen. Elli yaşlarında vardı, iyi dikilmiş bir subay elbisesi ve parlak çizmeler giymişti.

Albay Hakkı, kibar davranışlarıyla partidekileri hemen etkilemişti. Erkekleri selâmlarken topuklarını vuruyor, kadınların ellerini öperek iltifat ediyor, bir yandan da Bayan Chavez’in konukseverliğini övüyordu. Albayın, topluluklarla kaynaşma yeteneğini ilgiyle seyreden Latimer, tanıştırılma sırası kendisine geldiği anda büsbütün şaşırıp kaldı. Albay, sağ eliyle Latimer’le tokalaşırken, sol eliyle de omzuna vuruyor:

— Sizinle tanıştığıma çok sevindim, dostum, diyordu.

Bayan Chavez açıkladı:

— Sayın Albay İngilizceyi çok güzel konuşur.

Albay:

— Eh işte, birkaç kelime., diye alçak gönüllülükle ekledi.

Acıyan omzunu ovuşturmakta olan Latimer, Albayın sadece hatırını sorabilmişti.

Partinin canlanışı, Albayın gelişiyle birlikte oldu. Çevresini özellikle kadınlar sarmıştı. Bu yüzden Latimer’le Albay pek görüşemediler.

Ancak akşam, yemekten sonra, herkesin poker ve dansa başladığı saatlarda, Albay Hakkı, Latimer’i kolundan tutup balkona sürükledi.

Fransızca olarak:

«Özür dilerim Bay Latimer. Kadınlara laf anlatmaktan sizinle görüşmek imkânını bulamadım,» diyerek, sigara uzattı.

— İçer misiniz?

— Hayır, teşekkür ederim.

— İsterseniz balkonun şu tarafına buyurun. Orası daha sessiz.

Yürümeye başladılar.

— Bay Latimer, sizinle tanışmayı çok istediğim için geldim buraya. Hanımefendi bu akşam burada bulunacağınızı bildirmişti. Ben de sizin gibi ünlü bir yazarla konuşmak fırsatını kaçırmak istemedim.

Latimer, bu övgüye nasıl karşılık vereceğini bilemedi. Albay acaba, kendisini, yazdığı siyasal-ekonomi kitapları için mi, yoksa polis romanları için mi övüyordu?

Albayın sözüne devam etmesi Latimer’in kararsızlığına son verdi.

— Bütün polis ve serüven romanlarının yeni baskılarını Paris’ten getirtiyorum. Başka tarz kitaplardan hoşlanmam. Koleksiyonumu görseniz şaşarsınız. Özellikle İngiliz ve Amerikan yazarlarını beğenirim. Zaten çoğunu Fransızcaya çeviriyorlar. Sizin «Kanlı Kürek» adlı romanınızı bir hafta önce edindim. Anlatılamayacak kadar güzeldi. Mösyö, acaba sizi bir öğle yemeğine çağırsam kabul eder misiniz? Size biraz yardımım da dokunacak sanıyorum.

Latimer, «yardım» sözüyle Albay’ın ne demek istediğini pek anlayamadıysa da, çağrıyı geri çevirmedi

LİNK

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir