Sokak Avukatı / John Grisham

Sokak AvukatıSokak Avukatı

Sokak Avukatı’ndan…

Madam Devier masasının arkasında âdeta taş kesilmiş, ayakta duruyor ve şu bizim sokak serserisinin elindeki uzun namlulu tabancanın namlusuna korkuyla bakıyordu. Madam Devier’nin yardımına ilk gelen ben olduğum için, adam tabancayı bu kez bana doğrulttu ve tabii ben de taş kesildim.

Hemen ellerimi havaya kaldırdım ve, “Ateş etme,” dedim. Böyle durumlarda neler yapmak gerektiğini öğrenecek kadar film görmüştüm.

Adam gayet sakin bir tavırla, “Kapa çeneni,” dedi.

Arkamda, holde bazı sesler duyuyordum. Birisi, “Adamın silahı var!” diye bağırdı. Bunu duyan herkes geriye çekilip kaçmaya başladı ve sesler yavaş yavaş kesildi. Onları neredeyse korkudan pencerelerden atlayıp kaçarken görür gibi oldum.

Hemen solumda, bir toplantı odasına açılan kalın bir tahta kapı vardı ve o anda, bu kapının arkasında sekiz dava avukatımızın çalıştığını biliyordum. Bu korkusuz sekiz avukat mahkemelerde insanları saatlerce sorguya çeker, canına okurdu, içlerinden en kavgacı ve çetin ceviz olanı Rafter’dı ve birden kapıp açıp, “Neler oluyor,” diye bağırınca, silahın namlusu bu kez ona döndü ve lastik çizmeli adamın istediği de oldu.

Rafter, kapının eşiğinden, “Bırak o silahı,” diye emredince, resepsiyon salonunda ikinci bir silah sesi duyuldu ve mermi, Rafter’ın başının biraz üzerinden geçip tavana saplanınca, o da, kolayca ölebileceğim anlamış oldu. Adam namluyu tekrar bana çevirip başıyla işaret etti. Hemen dediğini yaptım ve Rafter’ın arkasından toplantı salonuna girdim. Son gördüğüm şey, başını koltuğunun arkasına yaslayıp, ayaklarını çöp sepetinin yanına kadar uzatmış, korkudan tirtir titreyen Madam Devier oldu.

Lastik çizmeli adam arkamdan kapıyı çarparak kapadı ve içerdeki sekiz avukatın kendisini takdir etmesini ister gibi, silahını yavaşça havada salladı. İşe yaradığı hemen belli oldu; barut kokusu adamın pis kokusunu çoktan bastırmıştı.

Odadaki uzun masanın üzerinde, sadece birkaç saniye öncesine kadar çok önemli olan bir sürü belge, kâğıt görülüyordu. Aşağıdaki otoparka bakan bir sıra pencere ve hole açılan iki kapı vardı.

Adam silahını hafifçe bize doğru sallayıp, “Duvara dizilin,” dedi

LİNK

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir