Bir Ekonomik Tetikçinin İtirafları 1
Bir Ekonomik Tetikçinin İtirafları 1’den…
Şirketokrasi bir komplo değil ama üyeleri kimi ortak değerleri ve hedefleri destekliyor. Şirketokrasinin en önemli işlevlerinden biri de sistemi devam ettirmek ve sürekli genişleyip güçlenmesini sağlamaktır. ‘Köşeyi dönenlerin’ yaşam tarzları ve donanımları (yatlar, katlar ve özel jetler) hepimizi tüketmek, tüketmek ve daha fazla tüketmeye özendiren birer model olarak sunuluyor. Bizi, bir şeyler satın almanın toplumsal bir görev olduğuna, dünyayı yağmalamanın ekonomi için iyi olduğuna ve dolayısıyla bunun yüksek çıkarlarımıza hizmet ettiğine ikna etmek için de hiçbir fırsat kaçırılmıyor.
İşte, sistemin çıkarları doğrultusunda çalışmaları için benim gibi insanlara da inanılmaz maaşlar ödeniyor. Eğer bizler tökezlersek, daha hain bir tetikçi türü olan çakallar ortaya çıkıyor. Ve çakallar da başarısız olursa, iş askerlere düşüyor.
Bu kitap, ET olarak çalıştığı dönemde nispeten küçük bir grubun parçası olan bir adamın itiraflarıdır. Benzer rolleri oynayan insanlar şimdilerde sayıca daha fazla. Daha gösterişli unvanları var ve Monsanto, General Electric, Nike, General Motors, Wal-Mart gibi uluslararası çapta en önde gelen şirketlerin koridorlarında dolaşıyorlar. Bir Ekonomik Tetikçinin İtirafları, benim olduğu kadar onların da öyküsüdür.
Bu aslında sizin de öykünüz; sizin ve benim dünyamın ve ilk gerçek küresel imparatorluğun öyküsü. Tarih bize bu öyküyü değiştirmezsek, trajik bir biçimde sonlanacağının garantisini veriyor. İmparatorluklar asla sonsuza dek yaşamaz. Her biri sonuçta korkunç bir çöküşü yaşamıştır. Daha mutlak egemenlik peşinde koşarlarken birçok kültürü yok ederler, sonra da kendileri yıkılırlar. Uzun vadede hiçbir ülke ya da ülkeler topluluğu, varlığını başkalarını sömürerek sürdüremez.
Bu kitap ibret alıp, içinde bulunduğumuz öyküyü değiştirerek yeniden yaratmamız için yazıldı. Eminim ki yeterince insan dünyanın kaynaklarına yönelik doyurulamaz bir iştah yaratan ve köleliğe yol açan sistemlere neden olan bu ekonomik makine tarafından nasıl sömürüldüğümüzü fark ettiğinde, ona daha fazla tahammül etmeyeceğiz. Birkaç kişinin zenginlik içinde yüzüp, çoğunluğunsa sefalet, kirlilik ve şiddet içinde boğulduğu bir dünyadaki rolümüzü gözden geçirecek ve kendimizi tüm…