Bütün Hikayeleri / Edgar Allen Poe

Bütün HikayeleriBütün Hikayeleri

Bütün Hikayeleri’nden…

Pierre Bon-Bon’un sıradışı niteliklere sahip bir restaurateur olduğuna —’nin saltanatı sırasında Rouen’deki Le Febvre çıkmaz sokağında bulunan küçük kafeye sık sık giden kimsenin itiraz edeceğini sanmıyorum. Pierre Bon-Bon’un dönemin felsefesinde aynı derecede yetenekli olduguysa bence daha da tartışılmaz bir meseledir. Pâtes â la foie’sı kuşkusuz mükemmeldi: Ama hangi kalem sur la Nature makalelerinin, – sur l’Ame düşüncelerinin, – sur l’Esprit gözlemlerinin hakkını verebilir ki? Omletleri – fricandeaux’ları paha biçilmez idiyse, zamanının hangi litterateur’ü geri kalan bütün o savant’ların saçma sapan “Ideé”lerine karşı bir “Ideé de Bon-Bon’a iki mislini vermezdi? Bon-Bon başka kimsenin altını üstüne getirmediği kütüphanelerin altını üstüne getirmişti – kimsenin hayal bile edemeyeceği kadar çok kitap okumuştu – başka kimsenin anlamanın mümkün olabileceğini bile kavrayamayacağı kadar çok şeyi anlamıştı.

Yine de, ünü yayılırken, Rouen’de “vecizelerinin ne Akademi’nin saflığı- tu, ne de Edebiyat Derneği’nin derinliğini taşıdığını söyleyen yazarlar yok değildi – ama bence doktrinleri kesinlikle yaygın bir şekilde anlaşılmış değildi, ancak bu anlaşılmalarının güç olması anlamına da gelmiyordu. Bence pek çok insanın onları anlaşılması güç bulmasının sebebi kendi kendilerini kanıtlarcasına açık olmalarıydı. Kant temelde metafiziğini Bon-Bon’a -fakat bu işi daha ileriye götürmeyelim- Bon-Bon’a borçludur. Bon-Bon Platoncu değildi, Aristocu da sayılmazdı – ne de çağdaş Leibnitz gibi, bir fricassée’nin veya facili gradu’nun icadına, bir duyum analizine ayırılabilecek o değerli saatleri, etik tartışmanın inatçı yağlarıyla sularını uzlaştırmaya yönelik boş çabalarla harcamıştır.

Bon-Bon İyonik’ti – Bon-Bon aynı ölçüde ltalik’ti de. A priori akıl yürütürdü.

Aposteriori de akıl yürütürdü. Fikirleri doğuştandı -veya tam tersi. Trabzonlu George’a inanıyordu – Bossarion’a inanıyordu. Bon-Bon aynı zamanda kesin olarak bir – Bon-Boncuydu.

Filozofun bir restaurateur olarak kapasitesinden bahsettim. Ancak hiçbir dostumun, kahramanımızın bu ailevi görevini yerine getirirken onların saygınlığından ya da öneminden habersiz olduğunu düşünmesini istemem. Tam tersine. Mesleğinin hangi dalından daha fazla gurur duyduğunu anlamak olanaksızdı.

Zihin güçlerinin midenin yapabildikleriyle yakından ilişkisi olduğuna inanıyordu. Ruhun karında bulunduğuna inanan Çinliler’e bu konuda fazla karşı

LİNK

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir