Yıldız Güncesi
Yıldız Güncesi’nden…
Bir pazartesi günüydü, nisanın ikisi. Betelgeuse yakınlarında yol alırken, bir bezelyeden daha büyük olmayan bir göktaşı dış kaplamayı deldi, motor regülatörünü ve dümenin bir kısmını parçaladı, bunun sonucunda roket manevra yeteneğini yitirdi. Uzay giysimi giydim, dışarı çıktım ve mekanizmayı onarmaya çalıştım, ama yedek dümeni -onu yanımda getirme akıllılığını göstermiştim- birisinin yardımı olmaksızın takmanın mümkün olmadığını gördüm. İmalatçılar roketi o kadar salakça tasarlamışlardı ki, bir kişinin ingiliz anahtarıyla cıvatanın kafasını sabit tutması, diğerinin de somunu sıkıştırması gerekiyordu. İlk başta bunun farkına varmadım ve ayağımla ingiliz anahtarını tutmaya çalışarak, iki elimi de diğer ucunda somunu sıkıştırmak için kullanarak saatler harcadım. Fakat bir sonuç alamadım, üstelik öğle yemeğini de kaçırdım. En sonunda neredeyse başaracaktım ki, ingiliz anahtarı ayağımın altından fırladı ve uzaya uçup gitti. Böylece bir şey elde edememekle kalmayıp, değerli bir aletten oldum. Çaresiz bir şekilde, ingiliz anahtarının yıldızlı gökyüzüne karşı git gide küçülerek uçup gidişini izledim.
Bir süre sonra ingiliz anahtarı uzun bir elips çizerek geri geldi; artık roketin bir uydusu olmuştu, ama hiçbir zaman onu yakalayabileceğim kadar yaklaşmadı. İçeri girdim ve sade bir akşam yemeği yemek üzere oturdum, bir taraftan da kendimi bu aptalca durumdan en iyi nasıl kurtaracağımı düşünüyordum. Bu arada gemi dosdoğru uçmaya devam ediyor, hızı durmadan artıyordu, zira o lanet göktaşı motor regülatörümü de parçalamıştı. Gerçi yolumun üzerinde hiç göksel cisim yoktu, ama bu paldır küldür gidiş sonsuza kadar süremezdi. Bir süre öfkeme hâkim oldum, sonra bulaşıkları yıkamaya başladığımda, bu arada aşırı ısınan atom reaktörümün en leziz sığır filetomu mahvetmiş olduğunu fark ettim (onu pazar günü için buzdolabımda saklıyordum) ve bir an için her zamanki sakinliğimi kaybettim, ağza alınmadık küfürler edip birkaç tabak kırdım. Bu beni biraz yatıştırdı, ama sorunu halletmedi. Ayrıca, geminin dışına attığım sığır filetosu, boşlukta uzaklaşacak yerde, roketi bırakmak istemiyor gibiydi; roketin çevresinde ikinci bir yapay uydu halinde dönüyor ve…