Uzayda Kaybolanlar
Uzayda Kaybolanlar’dan…
Çiftçi onları ihtiyatla süzdü, sonra aksi bir tavırla ana koridora giden yolu gösterdi. İki kilometre kadar sıkı bir yürüyüşten sonra köylerinin güven verici havasına kavuştular. Köylerinin bulunduğu bölme, üç güverte yüksekliğinde ve bunun on misli genişliğinde bir alandı. Birbirlerinden ayrıldılar ve herkes kendi yerine gitti. Hugh, askeri öğrenci barakalarından kendisine ait olanına gitti. Bu barakalarda genç kadetler ailelerinden ayrı olarak oturuyorlardı. Hugh, yıkandıktan sonra amcasının evine gitti. Amcasına yardım ediyor ve buna karşılık da yemeklerini orada yiyordu. İçeri girdiği zaman teyzesi ona baktı, fakat kadın olduğu için ağzını açıp da hiç bir şey söylemedi.
—«Merhaba, Hugh» diye amcası homurdandı. «Yine keşfe mi çıktın?»
—«Afiyet olsun, amca. Evet, keşfe çıkmıştım.»
Amcası neşeli ve kalender bir adamdı. Yeğenine sevgiyle baktı.
—«Nerelere gittin ve neler buldun?»
Hugh’un teyzesi odadan sessizce çıktı ve yemeğini getirdi. Hugh, aklına teşekkür etmek bile gelmeden, yemeğe başladı.
—«Yukarıya» diye bir yandan yemek yerken cevap verdi. «Hemen hemen ağırlık olmayan yere kadar tırmandık. Âsinin biri, kafatasımı kırmayı denedi.»
Amcası içini çekti.
—«Yukardaki koridorlarda bir gün ölümü bulacaksın, başka bir şey değil. Benim işimle daha fazla ilgilenmelisin ve her şeyi öğrenmelisin ki, ben ölünce bu işi rahatça devam ettirebilesin.»
—«Hiç çevreyi merak etmiyor musun amca?»
—«Ben mi? Oh, gençken çok dolaştım. Hele bir sefer, ana koridor boyunca bütün geminin çevresini dolaştım. Karanlık bölgeye de gittim ve âsilerle çarpıştım. Bu yarayı görüyor musun?»
Hugh ilgisizce baktı. Kim bilir bu yarayı kaç defa görmüş, hikâyesini kaç defa dinlemişti. Geminin çevresinde bir tur! Komik şey. Halbuki o her tarafa gitmek, her şeyin sebebini öğrenmek istiyordu. Hele üst güverteler. Eğer insanların oralara çıkmasını istememiş olsaydı, Jordan bu güverteleri yaratır mıydı?
Fakat hiç bir şey söylemedi ve yemeğine devam etti. Amcası konuyu değiştirdi:
—«Şahit’e gitmem lâzım. John Black, kendisine üç domuz borcum olduğunu söylüyor. Sen de gelir misin?»
—«Ben mi? Hayır…
Teşekkürler