Uçuştan Uçuşa
Uçuştan Uçuşa’dan…
Uçakların menzili -birkaç bin mil, dünyanın ta öbür ucu, hindistancevizi ağaçları, buzullar, mısır, Mısır, lama, Lama vs – havaalanının sağladığı deneyimlerin (tabii kullanmasını bilenler için) uzantısı ve çeşitliliği yanında acınacak ölçüde sınırlıdır.
Uçaklar ıkış tıkış, gürültülü, mikroplu, telaşlandırıcı ve sıkıcıdır; üstelik son derece olmadık aralıklarla, görülmedik derecede berbat yiyecekler ikram edilir. Havaalanları daha geniş olsa da kalabalıkları, o berbat havaları, gürültüleri, amansız gerilimleri uçakları aratmaz, kurumuş bir şeylerin parçacıklarından oluşan yiyecekleri genellikle daha berbattır; üstelik bu yiyeceklerin yenecekleri yerler de insanı canından bezdirecek kadar iç sıkıcıdır. Uçaklarda herkes kemerle bir koltuğa bağlıdır ve insanlar sadece mesanelerini boşaltmak için kuyruğa girdikleri kısa sürelerde ve tam tuvalet kabinine varacakları sırada rahatsız edici hoparlörün herkesi yeniden kemerle bağlanıp hareketsizleşmek için taciz ettiği ana kadar hareket edebilirler.
Havaalanlarında elleri kolları bavul dolu insanlar nihayetsiz koridorlarda bir oraya bir buraya koşuşturup durur, tıpkı iblisin ellerine cehennemden kaçma yollarını gösteren değişik değişik yanlış haritalar tutuşturduğu ruhlar gibi. Bu koşuşturan insanlar, yere sabitlenmiş plastik sandalyelerinde sandalyelerine sabitlenmiş gibi oturan insanlar tarafından izlenir. Yani bu noktaya kadar havaalanı ile uçaklar, nasıl bir fosseptik çukurunun dibi sonuç olarak bir diğerinin dibiyle eşitse; aynı şekilde birbirlerine eşittir.
Eğer hem siz, hem de uçağınız zamanında gelmişseniz, havaalanı sadece yoğun, uzun, perişan bir uçak yolculuğunun yaygın; kısa, perişan bir başlangıcıdır. Peki ya gelişiniz ile bağlantılı uçuşunuz arasında beş saat varsa; ya da uçağınız rötar yaptığı için bağlantılı uçuşunuzu kaçırdıysanız; ya da bağlantılı uçuşunuzda rötar varsa; ya da başka bir havayolunun çalışanları maaşları için grevdeyse ve hükümet uluslararası kapitalizme karşı gelişen bu tehdidi denetim altına almak için; Ulusal Muhafızlara bir emir vermediğinden sizin havayolları çalışanları her zamankinin iki misli insanla baş etmeye çalışıyorsa; ya da tayfunlar varsa; ya da fırtınalar, tipiler varsa; ya da uçağın önemli minik parçacıkları eksikse; ya da uçaklarla bir yerlere giden insanların havaalanlarında oturup, oturup, oturup…