Tanrılar ve İmparatorlar – İmparatorluk #1 / Isaac Asimov

Tanrılar ve İmparatorlarTanrılar ve İmparatorlar

Tanrılar ve İmparatorlar’dan…

Florina’nın yok olacağına inanmıyorsun!”

“Sana inanıyorum.”

“İnanmıyorsun! İnanmadığını biliyorum. Bunun farkındayım. Sadece inanmış gözüküyorsun. Topladığım bilgiyi kavrayamıyorsun. Çünkü Uzay-analizcisi değilsin. Hatta iddia ettiğin gibi bir adam olduğunu da sanmıyorum. Kimsin sen?”

“Heyecanlanmaya başlıyorsun.”

“Evet, öyle! Bu şaşılacak bir şey mi? Yoksa ‘Zavallı ahmak, o da Uzaya kurban olmuş,’ diye mi düşünüyorsun? Deli olduğumu sanıyorsun değil mi?”

“Saçmalama.”

“Tabii öyle sanıyorsun! İşte o yüzden Y.U. Bürosundakileri görmek istiyorum! Onlar benim deli olup olmadığımı hemen anlarlar. Hemen!”

Öbür adam verdiği kararı hatırladı. “Aslında kendini pekiyi hissetmiyorsun sanırım. Sana yardım edeceğim.”

Arzlı çıldırmış gibi, “Hayır, bunu yapamayacaksın!” diye bağırdı. “Çünkü buradan çıkıp gideceğim! Gitmemi engellemek istiyorsan bunu ancak beni öldürerek başarabilirsin. Ama buna da cesaret edemezsin. Çünkü o zaman bir gezegen dolusu insanın katili olursun.”

Karşısındaki adam da sesini duyurabilmek için haykırmaya başladı. “Seni öldürecek değilim! Beni dinle! Seni öldürmeyeceğim! Seni öldürmeme gerek yok!”

Arzlı, “Elimi ayağımı bağlayacaksın,” dedi. “Beni burada böyle hapis tutacaksın. Böyle düşünüyorsun değil mi? Peki, Y.U.B. beni aramaya başladığı zaman ne yapacaksın? Büroya belirli zamanlarda rapor göndermem gerekiyor.”

“Büro yanımda, güvende olduğunu biliyor.”

“Öyle mi? Acaba? Büro gezegene eriştiğimi biliyor mu? İlk mesajımı aldı mı?” Arzlının başı dönüyordu. Kol ve bacakları kaskatı kesilmiş gibiydi.

Diğer adam ayağa kalktı. Tam zamanında karar vermiş olduğunu anlıyordu. Uzun masanın köşesinden dolaşarak ağır ağır Arzlıya doğru gitti. Onu yatıştırmak istercesine, “Bunu senin iyiliğin için yapıyorum,” derken cebinden düzgün, siyah çubuğu çıkardı.

Arzlı inledi, “Psişik Sonda o.” Peltek peltek konuşuyordu. Kollarını ve bacaklarını oynatmaya çalıştıysa da sadece kasları beli belirsizce titrediler. Arzlı, yüz kasları katılaşırken dişlerinin arasından, “Bana ilaç verdin,” diye fısıldadı.

Diğer adam başını salladı. “Evet, öyle. Şimdi beni dinle. Sana zarar vermeyeceğim. Çok heyecanlı ve endişeli olduğun için sorunun ne kadar nazik olduğunu kavrayamıyorsun. Ben sadece Sondayla kafandaki o endişeyi yok edeceğim. Yalnızca o endişeyi.”

Arzlı

LİNK

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir