Sonsuzluğun Sonu / Isaac Asimov

Sonsuzluğun SonuSonsuzluğun Sonu

Sonsuzluğun Sonu’ndan…

Harlan başını sertçe sallayıp öğretmeninin, kupkuru sesiyle canlanan hatırasını bir kenara bıraktı. O günlerde bu rütbe için gerekli yeteneğe sahip olduğu aklının ucundan bile geçmemişti. Fakat duygusal davranıyordu. Elli milyar insan için değil. Elli milyar insan umurunda bile değildi. Yalnızca biri vardı. Bir kişi.

Birden aracın durduğunu fark etti ve düşüncelerini bir araya toplamak için bir an duraklarken Teknisyenlere özgü soğuk, duygusuz haline büründü, araçtan çıktı. Terk ettiği araç, tabii ki biraz önce binmiş olduğuyla aynı değildi, artık aynı atomlardan meydana gelmiyordu. Ancak bu, sonsuz için üzerinde durulacak bir konu değildi. Varolduğu gerçeğinden ziyade, zaman içinde seyahatin sırlarıyla ilgilenmek, bir çırağa ya da sonsuzluğa yeni gelmiş birine yakışırdı.

Bir tarafında sonsuzluk, bir tarafında normal zamanın bulunduğu, son derece ince olan zamansızlık ve mekânsızhk perdesinin önünde tekrar durakladı.

Burası kendisi için sonsuzluğun tamamen yeni bir kısmıydı. Zaman Rehberi’nden gerekli her şeyi öğrenmişti. Yine de içinde yaşamanın yerini tutamazdı ve kendisini uyum sağlamanın ilk şokuna hazırladı.

Gerekli ayarlamaları yaptı. Zamandan sonsuzluğa geçiş çok kolay olmasına rağmen, çok daha seyrek yapılan zamana geçiş karmaşık bir olaydı. Perdeyi geçti ve kendini göz kamaştıran bir ışık cümbüşü içinde buldu. Gözlerini korumak için ellerini yüzüne götürdü.

Karşısında sadece bir kişi vardı. Onu ancak bulanık bir biçimde görebiliyordu.

Adam, “Ben Sosyolog Kantor Voy. Sanırım siz Teknisyen Harlan’sınız.” dedi.

Harlan başım sallayarak onayladı ve, “Zaman Baba! Bu tarz giyinmeyi değiştirmek mümkün değil mi?”

Voy şöyle bir kendisine baktı ve anlayışlı bir tarzda, “Moleküler filmleri mi kastediyorsunuz?”

“Evet”, dedi Harlan. Rehberde bahsi geçiyordu ama bu derece çılgınca ışık yansıttığından söz etmiyordu.

Harlan tedirginliğini normal karşılıyordu. Birçok yüzyıl gibi 2456. yüzyıl da madde kökenliydi, o yüzden uyum sağlayabilmeyi ümit etmeye hakkı vardı. 300’lerin enerji girdapları ya da 600’lerin alan dinamiği madde kökenli bir yüzyıla ait insanları şaşırtabilirdi ama 2456. yüzyılda bu olmamalıydı. Bu yüzyılda basit bir sonsuz için

LİNK

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir