Vabeste / Francesc Miralles, Care Santos

VabesteVabeste

Vabeste’den…

“Seni burda bulacağımı biliyordum,” dedi iris Olivier kapı otomatiğinden kimin geldiğini sorduğunda. “Eğer özrümü kabul edersen, seni akşam yemeğine davet etmek istiyorum.

“Elbette, Prenses. Hemen iniyorum.”

Olivier üzgün görünüyordu. Gözleri önceki buluşma-larındakinden daha az parlıyordu ve gülüşü alışılagelenden daha zorlama görünüyordu.

“Salakça davrandım. Mutluluğu uzaklarda ararken çok yakınımda olabileceğini unuttum.”

“Fusei’nin Osaka’da yazdığı bir haiku var. Hep çok hoşuma gitmiştir: ‘Kiraz ağaçları gecede / benden ne kadar uzak olurlarsa / onları o kadar çok görüyorum.’ Bu arada, haikunun ne olduğunu biliyor musun?”

“Elbette,” diye yanıdadı iris. “Hatta bir tane yazmışum bile.”

Bu, veterinerin çok hoşuna gitmişti. Yüzü aydınlanmıştı.

“Sürekli beni şaşırtıyorsun! Japon restoranına bir daha gitmeliyiz. Özel bir ziyaret, hazır mısın?”

Olivier onu şehir merkezine götürdü ve arabayı bir otoparkta bıraktılar. Daha sonra saklı kentin dar sokaklarından içeri girdiler, buralara turistler gelmezdi. Hatta buranın yerlisi bile buralara girmeye korkardı. Bu sokaklardan birindeki kale bendini geçtikten sonra kırmızı kâğıt çiçekle süslü sade ahşap bir kapıya geldiler.

“İşte burası. İsmi bile yok. Mekânın sahipleri ona Hi-mitsu dememizden hoşlanıyor. Bu Japonca’da gizli’ demek. Bir restorandan çok gizli bir kardeşlik. Burada hepimiz birbirimizi tanırız.”

Girer girmez iris buranın diğerlerinden farklı bir yer olduğunu anladı. Olivier ona bir mimikle ayakkabılarını çıkartması ve kapının orda bırakması gerektiğini gösterdi. Ardından küçük holde onları beklemekte olan yaşlı Japon kadını küçük bir reveransla selamladı. Sadece üç küçük masanın olduğu minyatür bir salona girdiler. Masalardan birinde başka bir çift oturuyordu.

Duvarda okyanusun muhteşemliğinin ve Fuji dağını kaplayan karların tasvir edildiği Japon eserleri asılıydı.

“Bana gösterdiğin daireyi tutmaya karar verdim,” dedi iris. “Tabii arkadaşının teklifi hâlâ geçerliyse. Haklıydın, orası benim hayallerimdeki yer.”

Olivier cep telefonunu çıkardı ve dairenin sahibi olan arkadaşını aradı. İki dakika sonra, daire artık Iris’indi.

“Taşınmanda sana yardım edeceğim,” dedi Olivier heyecanla. “Bu işte çok iyiyimdir!”

iris iki saatten az bir süre içerisinde ona yardım teklifi yapan ikinci

LİNK

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir