Tatlı Şeytan
Tatlı Şeytan’dan…
Ve böylece ertesi sabah saat altıda, Kaidan Rovve’un SUV marka aracının yolcu koltuğunda, batı 1-20 yolundan Califomia’ya doğru adeta uçuyordum. Üç gün boyunca sabah akşam gidersek, cezaevinin cumartesi günkü ziyaret saatlerine yetişebilirdik.
Pek uyuyamamıştım. Patti bütün gece huzursuzdu; her an vazgeçip her şeyi iptal edecek gibiydi. Sonra Kaidan geldi, boynuzlarının ve kuyruğunun olmadığını
görmek Patti’yi rahatlatmıştı.
Gözaltı torbalarımı görmemek için yan aynaya bakmamaya çalıştım. Uyumayı düşündüm ama rahat hissetmediğimden onu bile yapamadım.
Bunun yerine Jay’i ve dün geceki konuşmamızı düşündüm. Kaidan’ın ve benim birlikte şehirlerarası
yolculuğa çıkacağımızı öğrenince hem heyecanlanmış hem de endişelenmişti. Bu iki duygu arasında gidip gelmiş, Lascivious grubunun bateristine duyduğu budalaca hayranlık i le arkadaşım olarak bana duyduğu sadakat arasında kalmıştı. Jay, “Ama ile Kaidan bir ağaca oturmuş, ” diye şarkı söylemeye başladığında onu susturmak zorunda kalmıştım.
“Neye gülümsüyorsun?” diye sordu Kaidan.
“lu, sadece dün gece Jay ile olan konuşmamı düşünüyordum.”
“Erkek arkadaşınla mı?”
Beni sinirlendirmesine izin vermeyerek kafamı iki yana salladım.
“Sana bir bilmece iletmemi söyledi. Bir bateristin kapma geldiğini nasıl anlarsın?” dedim ve cevabını beklemeden, “Kapı vuruşları hızlandıkça hızlanır ve baterist ne zaman içeriye
gireceğini bilemez.”
“Üff. Ne komik çocuk!”
Kaidan’m telefonu çaldı.
“Sanırım annen arıyor, ııı, yani Patti,” diyerek telefonu bana verdi.
“Alo?” dedim. Daha biz yola çıkalı bir saat bile olmamıştı ve şimdiden aramaya başlamıştı. Bu, pek iyi bir haber değildi.
“Ah, Anna. Şükürler olsun!” dedi. Kalbim göğsümden fırlayacakmışçasına atıyordu.
“Ne oldu? Bir şey mi oldu?”
“Eve dönmen lazım.”
“Neden?” derken nefesimi tuttum ve bir elimi göğsüme bastırdım.
“Bu kötü bir fikirdi. Lütfen geri dön…” dedi ve o kendine has gergin üslubuyla bir şeyler gevelemeye başladı. Derin bir nefes verdim.
Jana’nm tersi çok pisti ve bunu Jay’in yanına bırakmayacaktı.
Jana ile birlikte Jay’i, annesiyle babasını uyandırmadan yatağına sürükledik, sonra da Jana beni eve
bıraktı.
“Ne oldu da böyle körkütük sarhoş oldu?”