Sesini Duyur / Joanna Crosse

Sesini DuyurSesini Duyur

Sesini Duyur’dan…

İç eleştirmenin sesiyle yaşamaya o kadar alışmışızdır ki durup onu dinleyene kadar orada olduğunu anlamayız.

Sahip olduğunuza inandığınız negatif bir kişilik özelliğini ve sahip olmadığınıza ya da iyi yapamadığınıza inandığı­nız bir beceriyi düşünün: Hakkınızda niye bu gibi şeyler düşünüyorsunuz? Birisi geçmişte size bir şey söylediği için mi? Örneğin hep çizim yapamadığınızı düşündüyseniz küçük bir çocuk olduğunuz zamanı düşünün; okuldan biri, bir ebeveyn ya da bir öğretmen, çiziminizle ilgili bir şey mi söyledi? Gerçekten çizmeyi hiç denediniz mi? Hiçbir yete­neğiniz olmadığı duygusu, bundan zevk alabilecek olma­nıza rağmen, sizi denemekten alıkoydu mu?

Durduran şey, mesajı o kadar çok tekrar ederek sizi buna ikna eden iç eleştirmendir. Kendinize aynada baktığınızda görünüşünüzü kabul mü ediyorsunuz yoksa gerçekten sev­mediğiniz yerler mi var? Belki şişman olduğunuzu düşünü­yorsunuz? Başkaları size öyle olmadığınızı söylerse bu vücudunuza bakışınızda fark yaratır mı?

Sizce neden böyle hissediyorsunuz? Kendinizi meşhur insanlarla kıyasladığı­nız için mi? İç eleştirmeniniz sizi sürekli olarak bu gerçekçi olmayan stereotiplerle kıyaslayarak kendinizi yetersiz his­settirecektir; aşağılık kompleksine bile neden olabilir.İşe, iç eleştirmenin sizi çökertmeye çalıştığını kabulle başlayın ve kendinize yapıştırdığınız negatif etiketleri dü­şünün. Yeterince iyi olmadığımızı düşünmek insanlık hâ­lidir ama bu düşünceleri yenmeye çalışmak zorundayız, çünkü hayatta bir şeyler başarmamızı engelleyebilirler.

Şimdi, bilinçli olarak, içten aldığınız negatif mesajları engellemeye çalışın; örneğin, hayatta yeni şeyler deneye­biliriz. Onlarda başarılı olabilir ya da onları denemekten zevk alabiliriz. Belki de sadece idareten yapacağızdır ve bu bizi mutlu edecektir; kim bilebilir… Kişisel görünüşümüze gelince, kendimizi olduğu gibi kabul etmeyi öğrenebiliriz. Ya da çekici olmanın başka birçok yolu olduğunu anlaya­biliriz. Ayrıca, kendimizi ünlülerle kıyasladığımızda, onların fotoğraflarının bilgisayarla “düzeltilip rötuşlandığını,” dolayısıyla o fotoğraftakilerin “gerçek kişiler” (!) olmadık­larını unutmayın.

“İç eleştirmeni” akıldan çıkaralım ki kendimizle ilgili bi­linçlenelim; bu bizi daha güçlü, daha güvenli kılacaktır.

Şunu rahatlıkla söyleyebilirim; insanlarla işimin en güçlü parçası, kendi iç eleştirmenlerini yönetmelerine yar­dımcı olmaktır. Bizi herhangi bir atılım yapamayacak ka­dar korkutan

LİNK

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir