Tiyatroda Cinayet
Tiyatroda Cinayet’ten…
25 MAYIS günü Arthur Surbon, amcası Jacob Saint’i görmeye gitti. Arthur Surbon aktördü, Jacob Saint ise meşhur ve zengin bir tiyatro menajeri. Asıl soyadları başkaydı tabiî. Jacob Amca zengin olmaya başlayınca kendisine Saint ismini daha münasip görmüş, fakat yeğeni Arthur’un aynı adı almasına müsaade etmemişti. “Tiyatro âleminde bir Saint kâfi,” diye haykırmıştı. “Kendine ne isim uydurursan uydur Arthur, fakat benim adımı almaya kalkma! Sana Unicorn tiyatrosunda oynanacak piyeste de küçük bir rol vereceğim. Evet, bu iyiliği yapacağım, Arthur. Yalnız şunu unutma: Eğer kabiliyetin yoksa seni orada bir gün bile tutmam!”
Arthur Surbon uşağın peşi sıra amcasının kütüphanesine doğru giderken o konuşmayı düşünüyordu. Fena bir aktör değildi. Bilâkis hakikaten kabiliyetli bir sanatkârdı. Kendi kendine, “Fevkalâde bir oyuncuyum,” dedi. “Şahsiyet sahibi, mükemmel bir aktörüm… Amcamı da tesirim altına alacağım… Ve eğer lüzumu olursa o silâhı kullanacağım… Amcamı alt edecek o müthiş silâhı. O benim hiçbir şeyi bilmediğimi zannediyor.” Kıravatını düzelterek dikleşti.
Uşak kapıyı açarak, “Bay Surbon geldi, efendim,” diye haber verdi.
Arthur Surbon omuzlarını dikleştirerek içeri girdi. Oyuna başlıyacaktı artık.
Jacob Saint ultramodern masasının başında, ultramodern bir sandalyeye oturmuştu. Kübik bir lâmba yağlı, kat kat ensesini aydınlatmaktaydı. Sırtının adaleleri, gribeyaz kareli ceketinin altından bile belli oluyordu. Odaya puro ve Jacob Saint’in kullandığı hususi losyonun kokusu sinmişti. Hafif, hoş bir koku… Adam losyonunu ısmarlama yaptırır, başka kimsenin bunu kullanmasına da müsaade etmezdi. Hattâ metreslerinin bile… Son sevgilisi Janet Emerald’ın bütün ısrarlarına rağmen, kadına küçük bir şişe dahi vermeye yanaşmamıştı.
Jacob Saint, “Otur Arthur, otur,” diye mırıldandı. “Bir puro iç… Bir iki dakikalık bir işim var, sonra konuşuruz.”
Arthur Surbon bir sandalye çekerek oturdu, amcasının uzattığı puroyu reddederek kendi tabakasını çıkardı. Bir sigara yaktı. Jacob Saint tekrar önündeki kâğıtlara dalmıştı. Aktör amcasına bakıyor ve oturduğu yerde de rahatsız rahatsız kımıldıyordu.
Bir iki dakika sonra Jacob Saint ona doğru döndü. Karikatürlerdeki yeni…