Son Savaş – Narnia Günlükleri #7 / Clive Staples Lewis

Son SavaşSon Savaş

Son Savaş’tan…

Yaklaşık üç hafta sonra Narnia krallarının sonuncusu, tatlı bahar günlerinde kaldığı küçük av kulübesinin kapısının yanı başındaki görkemli meşe ağacının altında oturuyordu. Av kulübesi, çatısı sazlarla kaplı alçak bir binaydı; Lamba Çorakları’nın doğu ucundan pek uzak sayılmazdı, iki nehrin birleştiği yerin biraz yukarısındaydı. Orada, hanedan şehri Cair Paravel’in debdebesinden ve törenlerinden uzakta, sade ve rahat bir yaşamı tercih ederdi. İsmi Kral Tirian’dı, yirmi-yirmi beş yaşlarındaydı; omuzları geniş ve güçlüydü. Kolları ve bacakları kaslı; sakallarıysa seyrekti. Gözleri maviydi, korkusuz ve dürüst bir yüzü vardı.

O bahar sabahı, en sevgili dostu, tekboynuzlu bir at olan Cevher hariç, yanında kimse yoktu. Birbirlerini kardeş gibi severlerdi, savaşta birbirlerinin hayatını kurtarmışlardı. Soylu hayvan, Kral’ın koltuğunun oldukça yakınında durmuş, mavi boynuzunu beyaz gövdesine sürterek parlatıyordu.

“Bugün kendimi ne spora ne de işe verebileceğim Cevher” dedi Kral. “Bu harika haberden başka hiçbir şey düşünemiyorum. Sence bugün daha fazlasını öğrenebilir miyiz?”

“Böyle haberleri dedelerimiz, babalarımız bile duymamıştır; bizim de duyabileceğimiz en muhteşem haber olacak, efendim” dedi Cevher, “tabii eğer doğruysa.”

“Doğru olmaması için bir sebep var mı ki?” dedi Kral. “İlk kuşların buraya gelip, ‘Aslan burada, Aslan yine Narnia’da’ demesinin üzerinden bir haftadan fazla zaman geçti. Sonra sincaplar geldi. Onu görmemişler, ama ormanda olduğuna inandıklarını söylediler. Sonra da geyik geldi. Onu ayışığında, Lamba Çorakları’ndan uzaklarda, kendi gözleriyle gördüğünü söyledi. Sonra o sakallı esmer adam, Calormenli tüccar geldi. Calormenliler Aslan’a bizim kadar değer vermezler, ama adam hayal görmediğinden emindi. Dün geceki porsuğu da unutmayalım; o da görmüş Aslan’ı.”

“Gerçekten, efendim” dedi Cevher, “hepsine inanıyorum. İnanmıyor gibi görünüyorsam, bu sadece inanamayacak kadar çok sevindiğimdendir. Bu inanılmayacak kadar güzel bir haber.”

“Evet” dedi Kral. Sevinçten titreyerek derin bir iç çekti. “Hayatım boyunca hep bunu bekledim.”

“Dinle!” dedi Cevher, başını yana çevirip kulaklarını ileriye doğru dikerek.

“Ne var?” diye sordu Kral.

“Toynaklar, efendim” dedi Cevher. “Dörtnala giden bir

LİNK

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir