Şeytanın Oğlu / Jack Higgins

Şeytanın OğluŞeytanın Oğlu

Şeytanın Oğlu’ndan…

Paraşüt Birliği’ne katılıp irlanda’da dolaştı. Fakat bunun için bir yıl yeterliydi. Ordudan ayrılıp emlak idaresiyle ilgili bir kursa katıldı.

Küçük Kate’e gelince, St. Paul’s Kızlar Okulu’ndan sonra Oxford, St. Hugh’s Koleji’ne gitti. Ardından çılgın bir döneme girip Londra sosyetesini bir kasırga gibi altüst etti.

Kontun 1993 yılındaki ölümü hiç beklenmedik bir şeydi. Uyarmaksızın gelen ve birkaç saniye içinde öldüren bir kalp kriziydi ölüm nedeni. Leydi Kate artık Dhu Gölü Kontesi’ydi. Yaşlı adamı ebedi istirahatı için Dauncey kilise mezarlığındaki aile mozolesine koydular. Kontu son yolculuğuna uğurlamaya tüm köy halkı ve dışardan pek çok insan geldi, bunların bir kısmını Paul tanımıyordu bile.

Paul Dauncey Malikânesi’nde cenaze töreninin yapıldığı Büyük Salon’da annesini ararken orta yaşların sonundaki bir adamın annesine doğru eğilmiş olduğunu gördü. Yanlarında durunca annesi başını kaldırıp baktı.

“Paul, canım, en eski dostlarımdan biri olan Tuğgeneral Charles Ferguson’la tanışmanı istiyorum.”

Tuğgeneral, Paul’ün elini sıktı.

“Senin hakkında her şeyi biliyorum. Ben de bir zamanlar Topçu Birliği Guards’daydım. Irak hatları gerisinde Albay Tony Villiers’la yaptığın iş muhteşemdi. Bunun için Askeri Haç yeterli değildi bence.”

“Albay Villiers’ı tanıyor musunuz?” diye sordu Paul.

“Geçmişimiz çok gerilere dayanır.”

“Çok şey biliyor gibisiniz, tuğgeneral. O SAS operasyonu gizliydi.”

Annesi söze girdi.

“Charles ve büyükbaban birlikte savaştılar. Tuhaf yerlerde. Aden, Umman, Borneo, Malaya. Şimdi başbakan için özel bir istihbarat ekibinin başında bulunuyor.”

“Kate bunu söylememelisin,” dedi Ferguson.

“Saçma,” dedi Kate. “Bunu herkes biliyor.”

Ferguson’ın elini tuttu. “Borneo’da büyükbabanın hayatını kurtardı.”

“O da benimkini iki kez kurtardı.” Ferguson, Kate’i alnından öptü, sonra Paul’e döndü.

“Senin için yapabileceğim bir şey olursa, işte kartım.”

Paul Rashid elini sertçe sıktı.

“Hiç belli olmaz, tuğgeneral. Bir gün bu önerinizi değerlendirebilirim.”

Kontun vasiyeti hakkında aile avukatıyla görüşmek için Londra’ya gitmek üzere ailenin en büyük çocuğu olarak Paul seçildi. Geri döndüğü akşam geç saatlerde ailenin Büyük Salon’da ateşin karşısında oturduğunu gördü. Hepsi beklentiyle

LİNK

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir