Düzenbaz
Düzenbaz’dan…
Savaş sırasında Churchill’e yakınlığıyla tanınan Başkan Roosevelt, bir keresinde ona şöyle yazmıştı: Sizinle aynı on yıllık dönemi paylaşmak çok keyifli.
Diana, seninle aynı on yıllık dönemde yer almak çok keyifli. Şu anda yatak odanı karıştırdığım için beni bağışla.
Aynı biçimde… İçeri gir, kapıyı kapat, sonra ışığı aç. Işığın, evin geri kalan kısmına yayılmasına izin verme.
Vay canına! En az yüz çift ayakkabı, özenle dizilmiş bir halde. İnce topuklu Stuart Weitzmanlar… Siyah, dize kadar uzanan, timsah derisi çizmeler… Roger Vivier marka topuklular… Kırmızı Jimmy Chooslar… Pembe, yazlık, açık gece ayakkabıları… Toplantı odasının ya da beş yıldızlı bir restoranın havasına uygun siyah bağcıksız Chan-nellar…
Woodrow Wilson, beyaz ayakkabılarla keten takım giyerdi. Lincoln, kırk sekiz numara ayaklarıyla en büyük ayaklara sahip başkan olurken Rutherford B. Hay es otuz tedi buçuk giyiyordu.
Bağışlayın. Bazen aklım çölde yitip giden Musa gibi karışıyor. Bunun dışında, bir kusuru daha var. Bir konuşma bozukluğu -ki bu bende yok- eğer ayağını ağzına sokmak sayılmazsa.
Neyse, bu uzun bir öykü. Biz işimize dönelim. Lady Diana’nm gizemli odası… Burada asılmış giysilerin arkasında neler varmış böyle, en meraklı röntgencilerin bile ulaşamayacakları yerlerde? Hımm…
Deri giysiler ve şapka. Zincirler, kırbaçlar. Değişik boy ve renklerde vibratörler. İçlerinden biri mor ve ucu biraz kıvrık (Neden öyle, bilemiyorum). Çoğu erkeklik organına benziyor ama bazılarında, bazı nedenlerden ötürü bazı eftlemeler var. Bir ipe dizilmiş siyah boncuklar… Bu ne işe yarar ki? Göğüs uçlarını sıkıştırmak için halka-
lar… Bunun ne işe yaradığını anladım sanırım. Kremler ve losyonlar. Uzun sarı bir tüy…
Bir anda hem duyuyorum hem görüyorum hem de hissediyorum onu. Halıda bir hareketlenme, bacağıma sürtünen şey, ayaklarımın çevresinde dolanan…
“Hey, Tarçın!” diyebiliyorum bir anlık korku ve omurgamda hissettiğim titremenin ardından. Diana’nın üç yaşındaki Habeş kedisi… “Habeş” (Abyssiniarı) sözcüğü, Etiyopya’da kullanılan Amharca diline aittir ama türün kökeni olarak Mısır gösteriliyor. Ne tuhaf, değil mi? Habeş kedilerinin…