Sarı Siyah Bursa
Sarı Siyah Bursa’dan…
Bursa da ülkemiz sınırları içinde olup, her ne kadar kışları soğuk ve yağışlı olsa da, Karagöz’le Hacivat’ı idam etse de, okul konusunda İzmir’le aynı kurallara tabiymiş. Babam bu konuda ayak yapmaya daha Bursa’ya gelirken otobüste başlamıştı. Yol uzun, inene kadar unutur diye düşünmüştüm ama işin rengi iki günde belli oldu; hafta sonu evdeki ilk şok: “Yerleşme ve evi sevmeme işleri iyi kötü hallolunca yarın yeni okuluna gidiyoruz” dedi babam. He! İyi halt ediyoruz, manasında susup sevincimi belli etmedim. Duyan da eskisini sevmedim diye yeni okul ayarlanıyor sanır. Yeni okulummuş! Gerçi yeni geldiğimiz bu muhitte ve evde bulunmaktansa okula giderim daha iyi durumuna da gelmek üzereydim ya neyse. Okulun adı I. Murat. Yani, “Şerif’le sizi en birincisine yazdırdık, daha ne!” gibi bir okul adı.
Okulun adı I. Murat İlkokulu dedim, ilgilenenler için; tarihi yıllar öncesine dayanıyor, hatta Bursa’nın en eski ilkokullarından. Yani biz bulduğumuzda eskiydi, ayrıca Şerif ve ben yıpratmadık, dala yaprağa dokunmadık, okulun bahçesinde yeşil bir şey yoktu zaten.
Şerif de aynı okuldaymış, babam hafifletici sebep olarak söylüyor. O, Doburca; ben Çekirge Meydanı tarafından gelip gideceğiz. Neyse, siyah önlük, beyaz yaka, bari kaderimiz güzel olsun, Allah kurtarsın duygusuyla çıkıyorum evden.
Babam bu okulda öğlenci olarak yazdırmış beni. İzmir gibi değil, burada sabah ve öğlen iki vardiya yapılıyor. “Sabah ben okulu çok sevdim, öğlen de geleceğim” diyen bir Allah’ın kuluna rastlamadım öğrenim hayatım boyunca. Gece yatmaz, gündüz kalkmaz ekibinden olduğumdan öğlenci olmam daha iyi olur diye düşünmüş babam belli ki.
Okula vardık. Kıbrıs Savaşı sırasında Çiğli Hava Lojmanları’nda neredeyse cephenin ön saflarında oturuyorduk. Savaşa katılanlar dinlenip kendilerine gelsinler amacıyla bir yıl okula ara verirler diye bir umut içinde olmadım desem yalan olur.
Başım dik, alnım ak, yarı savaş gazisi kıvamında merdivenlerden okula doğru çıktım. Bilen bilir; yeşil Bursa’nın bozkır okullarındandır, sağ olsunlar, bir dal maydanoz…