Dokunmak / Ahmet Cemal

DokunmakDokunmak

Dokunmak’tan…

Tanınmış tiyatro oyuncusu Raif Ergüç, 13 Kasım’ı 14 Kasım’a bağlayan gece aşırı dozda aldığı uyku hapları nedeniyle ölmüştü.

Adli tabip, boş ilaç şişesinin etiketine baktıktan sonra hapların büyük bir olasılıkla gece saat bir ile iki arasında alındığını, ölümün de sabaha karşı iki buçuk ile üç arasında gerçekleşmiş olabileceğini söyledi.

Polis, yaptığı araştırma sonucunda Raif Ergüç’ün evinde intihardan başka bir olasılığı da akla getirebilecek herhangi bir ipucuna rastlamadı.

Hem Raif Ergüç, yaşamına kendi isteğiyle son verdiğini açıklayan bir mektup da bırakmıştı. Zaten akılları karıştıran tek şey de bu mektup oldu. Çünkü anlaşıldığı kadarıyla Raif Ergüç, bu çok uzun mektupta hangi nedenlerden ötürü intihar etmediğini anlatmaya çalışmıştı. İntihar edenlerin bıraktıkları mektuplarda ölümlerinden kimlerin sorumlu olmadıklarının belirtilmesi, alışılagelmiş bir durumdu. Ama, Raif Ergüç’ün yaptığı gibi, ölen kişinin kendini hangi nedenlerden ötürü öldürmediğini açıklamak için bir mektup kaleme alması, o güne kadar böyle olaylarla çok karşılaşmış olan savcıya bile şaşırtıcı gelmişti.

Savcı, olaydan sonraki birkaç gün boyunca ölenin yakın çevresinden erişebildiklerine bu mektubu gösterip düşüncelerini sordu. Ama kafasındaki sorulara herhangi bir yanıt bulamadı. Çünkü Raif Ergüç’ün bıraktığı mektubu okuyan yakınları da yazılanlara bir anlam verememişlerdi.

Örneğin sanat yaşamı boyunca hep başarıdan başarıya koşmuş olan Raif Ergüç, biraz uzunca olan mektubunun hemen başında, kendine karşı hep çok kötü bir oyuncu olduğunu, ama intiharının bununla bir ilişkisinin bulunmadığını açıklamıştı. Kendi ifadesiyle ‘bu mektupta anlatılması çok zaman alacak nedenlerden ötürü’, neredeyse bütün yaşamı boyunca, hatta çocukluk yıllarından başlayarak, hep oynamıştı. Fakat bu, yani kendine karşı sürekli oynamış olması, doğuştan varolan bir yeteneğin kendini dışa vurması diye yorumlanmamalıydı. Hayır, Raif Ergüç’e göre bu ikisi arasında, yani kendini bildi bileli genellikle olmayan bir yaşamı kendi sahnelerinde kendine karşı oynaması ile, sonradan tiyatro oyunculuğunu bir uğraş seçmesi arasında, en azından doğrudan bir ilişki yoktu. Kendine karşı oynaması, hep bir tür kaçış yerine geçmişti. Kendine karşı uyguladığı tiyatro yöntemini rahatlıkla katıksız

LİNK

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir