Yıldızsız Gece
Yıldızsız Gece’den…
Drizzt parmaklarım panter heykelciğinin detaylı kıvrımları üzerinde dolaştırdı. Heykelciğin kara oniks yüzeyi, kaslı boyun kısmında bile pürüzsüz ve hatasızdı. Guenhwyvar’a çok benziyordu, onun mükemmel bir tasviriydi. Şimdi iri panteri bir daha asla göremeyeceğinden emin olan Drizzt ondan ayrılmayı nasıl kaldırabilirdi?
“Elveda, Guenhwyvar,” diye fısıldadı drow kolcu. Heykelciğe bakarken yüz ifadesi hüzünlüydü, hatta neredeyse acınacak haldeydi. “Bu yolculukta seni yanıma almayı vicdanıma sığdıramam, zira başıma geleceklerden korktuğumdan daha fazla senin kaderinden korkuyorum.” Duruma razı olarak derinden iç geçirdi. O ve dostları bu huzur dolu yaşamı elde edebilmek için uzun ve zorlu savaşlar vermiş, büyük fedakarlıklarda bulunmuşlardı. Yine de Drizzt bunun yanlış bir zafer olduğunu anlamıştı. Bu durumu reddetmek, Guenhwyvar’m heykelciğini kesesine geri koymak ve en iyisini umarak yoluna körlemesine devam etmek istedi.
Drizzt, yaşadığı kısa zayıflık anını iç geçirerek üzerinden attı ve heykelciği buçukluk Regis’e uzattı.
Regis, gördüklerine inanamaz bir halde uzun bir süre sessizce Drizzt’e baktı. Drowun ona söylediği ve ondan yapmasını istediği şey karşısında şoka uğramıştı.
“Beş hafta,” diye ona hatırlattı Drizzt.
Buçukluğun bir oğlan çocuğunu andıran yüz hatları buruşuverdi. Eğer Drizzt beş hafta içinde geri dönmezse, Regis, Guenhwyvar’m heykelciğini Cattibrie’a verecek ve hem ona hem de Kral Bruenor’a Drizzt’in nereye gittiğini anlatacaktı. Drowun somurtgan yüzünü gören ve kasvetli sesini duyan Regis, Drizzt’in geri dönmeyi ummadığını anladı.
Aniden içine bir his doğan Regis, heykelciği yatağının üzerine bıraktı ve boynundaki zincirini çıkartmaya uğraştı, fakat zincirin kopçası buçukluğun uzun ve kıvırcık buklelerine takıldı. En sonunda kopçayı çözmeyi başardı ve ortaya kolyesinin taşını çıkarttı. Kocaman, büyülü yakut süs, zincirin ucunda sallanıyordu.
Şimdi şaşırma sırası Drizzt’deydi. Regis’in mücevherinin değerini ve buçukluğun yakut süse duyduğu aşırı sevgiyi biliyordu. O anda Regis’in mizacına aykırı davrandığını söylemek bile inanılmaz derecede yetersiz kalırdı.
“Bunu alamam,” dedi Drizzt, değerli taşı kenara doğru iterek. “Geri dönmeyebilirim ve o da kaybolmuş olur…”
“Al şunu!” diye emretti…